- sırtını vermek
- pişt paldan--------pişta xwe dan
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
vermek — i, e, ir 1) Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm. Ö. Seyfettin 2) Bırakmak veya bağışlamak Hırsımdan bazılarına bedava verdim, alın götürün,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırtını dayamak (veya vermek) — 1) (birine) bir yere dayanmak, yaslanmak ... kocaman duvara sırtını vererek üstüne zencefil ve tarçın serpilmiş salep içerlerdi. S. F. Abasıyanık 2) (birine) güçlü birine, bir yere güvenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kambura vermek — ciltlenecek kitabın sırtını, formalar dikildikten sonra çekiç veya makine yardımıyla yuvarlaklaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
arkalanmak — arka (yani yardımcı) sahibi olmak; bir şeye sırtını vermek, dayanmak I, 297 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
üzmek — i, er 1) Üzüntü vermek Onu biraz üzerim ama zekâsına da bayılırım. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyi gerip çekerek gevşetmek, sürterek aşındırmak Odunlar eşeğin sırtını üzüyordu. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük